11 Temmuz 2013 Perşembe

Beni oraya yaklaştıran her adımda, biraz daha toklaşıyor topuk seslerim. El alışkanlığından bir sigara yaktım.

-Sakinleşebilmek için yaktın.


Kafamdan garip şeyler geçiyor. Saat, yanına gelmeme dakikalar kala durmalı. O, orada, hep benim gelmemi beklemeli. Ben, hep o kapıdan girmeme 2 dakika kalmış gibi yürümeliyim.

- Bu çok mantıksız.

Zaman bana göre fazla hızlı. Onun yanında yarım oturuyorum, sevimsiz bar taburesine. Barmen, kadehleri her yenileyişinde biraz daha akrobasi katıyor şişeyle yaptığı figürlerine. Her seferinde biraz daha fazla gülüyorum. O da. Hayranlık boyutunda beğenmedim hiçbir şeyi. Az az ama sık sık beğendim. Fakat bu çok farklı.

- Belki de değildir?

Alkol gülüşüne odaklanmamı zorlaştırıyor. Sinirleniyorum. Garip bir his git gide yaklaşıyor, karıştırıyor kafamı. Etraf iyice kalabalıklaştı. Etraf kalabalıklaştıkça, onunla baş başalaşıyorum. Ne garip adam. Çok garip adam. İplerim içimden çıkıp, onun ellerine bırakmak istiyor kendini. İzin vermiyorum.

- İzin veriyorsun.

Canım deli gibi izin vermek istiyor. Öylece durup, bana böyle bakıyor oluşuna inanmak
 istiyorum. Bir tek onu net görebiliyorum.

- Bir tek onu net görmek istiyorsun.

Onu her yerde görmek istiyorum. Bu duyguları hissedecek kadar genç olmamıştım hiçbir zaman. Yere basmalıydı hep şuan hissetmediğim ayaklarım. Ayaklarım?!

- Her zamanki yerindeler.

Gözlerim hariç hiçbir yerimi hissetmiyorum. Soyut bir kavram vücut üzerinde bu kadar etkili olmamalı. Acilen kusur bulmam gerekiyor bir şeylerine. Hoş gelmeyecek bir yeri mutlaka olmalı.

-
 Birçok kusuru var.

Bulduğum kusurların hepsi ona çok yakışıyor. Kesinlikle yaratılışı esnasında fikrim alınmış. Hiçbir kavram, bir insanın bu kadar hoşuna gidemez. Saçmalıyor muyum?

-
Yes, of course.

Kafam karıştığı zaman zeka seviyem bir sandalyeninkiyle eşit oluyor. Gidip yüzümü yıkamam lazım. Döndüğümde onu öldürebilirim.

- Bunu yapabilirsin.

O beni öldürüyor. Elleri saçlarımın arasında. Kendine doğru çekiyor. Tadı, kaliteli bir müziğe benziyor. Buna doymam imkansız. Hafızamı kaybetmiş olabilirim.

- Ama kaybetmedin.

Kendime gelmem gerekiyor. Her şey normalmiş gibi davranmaya çalışırken piksellerime ayrılacağım.

- Beni şaşırtıyo
rsun.

Bir yandan sadece izlemek yetiyor. Bir yandan tamamen soyunup, sımsıkı tutmak istiyorum içimde.

- Bu çok fazla.

Kalp atışlarım, göğüs nahiyemde zedelenme yaratacak boyutlarda. Duyuyor mudur?

- Umrumda değil.

 Yanlış mı?

- Evet.

Bu anlar sona erdiğinde, uyuşturucunun etkisi yavaş yavaş azalmaya başladığı için deliye dönen bir bağımlı gibi hissedebilir miyim?

- Tabii.

Bitmese olmaz mı?

- OLMAZ.